BİZ KİMİZ?

Ankara’nın bir şehir olarak sorunları üzerine düşünerek, kentteki ortak bellek paylaşımını ve buradaki kültür-sanat alanlarının sanat üretimlerine/üreticilerine ne türde katkılar sunduğunu veya sunmadığını ve buna yönelik düzenlemeleri üzerine yoğunlaşmak gerekmektedir. İçinde yaşanılan kentin özgün yapıları ve bileşenleri, kentsel imgeyi ve kentin belleğini beslemektedir. Ankara kentinin imgesel imajları binalar, anıtlar, caddeler, parklar, devlet kurumlarının yerleşkeleri bireylerin hafızasında yer etmiştir ve bu şekilde şehrin görünen kolektif hafızasını oluşturmaktadır. Bu ortak hafıza daha çok Ankara’yı uzaktan bilenler için geçerlidir, aynı zamanda şehrin sadece görünür olan kimliği haline gelmiştir. Diğer taraftan şehirler bir imajla yaşar ve o şehrin tarihi de o imajlar üzerinden oluşturulur. Bu imajlar, insanlar tarafından bireysel bellekte soyut olarak da oluşturulabilmektedir. İnsanların bu şehre dair anıları, zihninde ne canlandırdığı da şehrin tarihini oluşturmakta etkilidir. Dolayısıyla şehir, elbette görünen imajlardan ibaret değildir, her tarafı devlet kurumlarıyla çevrilmiş Ankara’nın sokaklarında yaşayan belleği de bu tarihin bir parçasıdır. Fakat bu tarih sohbetlerde anılmaktadır, dışarda kalan insanlara gösterilmemiştir yeterince. Ankaralı olan ve uzaklarında yaşayan kişilerin sohbetlerde özlemle anabildiği, fakat burada yaşama konusuna gelince mesafeli kaldığı durumun sebebi, Ankara’da sanat üreticilerine de yansımaktadır. Peki, bu özlemi mümkün kılan ve aynı zamanda buradan uzak tutan şey nedir? Bu şehrin sanat üreticilerini kendi merkezinde görünür kılmayan bir pratik mi mevcuttur? Bu şehirden neden bir ‘gitme eylemi’ her zaman varmış gibidir? Burası geçici bir duraklama yeri midir? 

Bunların yanında Ankara’nın büyüleyici sosyalleşme ortamları da bu kurumların içinde ama bir hayli dışındadır. Peki, bu ortamlar yoksa özenli personel veya peşinize her an düşebilecek güvenliklerle mi dolmaya başladı? Bu şehir yaşayanlarına bir kurum gibi davrandı mı? Şehir ve yaşayanları birbirlerine rıza göstermeden partner olarak birbilerine güvenmeye nasıl başladı? Birbirlerini kabul etme(me) süreçleri nasıl oldu? İşte, tüm bu soruları bir zamanlar Ankara’da yaşayıp ayrılmak durumunda kalan, Ankara’lı olup da başka ülke veya şehirlerde yaşayan üretimlerine devam eden sanat üreticilerine yönlendirmek gerekli. Bu şehrin hafızasında saklı kalan hikayeler, kent belleğine bu şekilde alternatif katmanlar ekleyebilecektir. 

Nue Galeri olarak Ankara'da bağımsız ve disiplinler arası bir çağdaş sanat girişimi olabilmek adına kurulduk. Kurumsal ve ticari çevrelerin dışında kalan ve özellikle Ankara’da yeni içeriklerin yaratılmasına odaklanan deneysel sanat uygulamalarının önemine inanıyoruz. Bu nedenle sanatçıların, yazarların, küratörlerin ve teorisyenlerin buluşabileceği projelerle işbirliği içindeyiz. Uygulamalarını ve kültürlerini harmanlamak amacıyla birlikte düşünebilir ve projeler üzerinde çalışabilecekleri ortamı sağlamayı amaçlamaktayız. Sanatçıların böylece yeni projeler yaratarak, potansiyel karşılaşmalara doğru genişlemesini ve birlikte çalışmasını mümkün kılmak istiyoruz. Sanatçılara, işbirlikçilere ve ziyaretçilere kendi endişelerini, beklentilerini ve umutlarını ifade edebilecekleri güvenli bir alan verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Girişimimizi tanımlayan şey, ikili ve kolektif sanat sergileri için alan yaratmakla birlikte; ayrıca sohbete ve yeni etkileşimlere yer açan gastronomi deneyselliğinde gerçekleşen akşam yemekleri, söyleşiler, gösterimler ve konferanslar düzenliyoruz. Etkinliklerimizin sosyal yönü, Ankaralı sanat ve uluslararası merkezlerden sanatçıların, yazarların ve arabulucuların birbirlerini tanıdığı uluslararası bir çalışma platformunu mümkün kılıyor. Kapsayıcılık ana odak noktalarımızdan biridir. Bunu, tüm uluslardan, cinsiyetlerden, yeteneklerden ve kariyer aşamalarından sanat profesyonellerini işbirliklerimize dahil ederek yapmayı hedeflemekteyiz. 

Sadece çeşitli işbirlikçileri dahil etmekle kalmıyoruz, aynı zamanda sanatçıların ve küratörlerin alanı kendi inisiyatifleriyle kullanmayı önerebilecekleri bir açıklık da aktarıyoruz. Ekibimizin kendisi ulusal olarak çalışmakta ve Türkiye'de yerleşik sanatçılar haricinde uluslararası sanatçılarla da bağlantılarımız mümkündür. Bu kapsayıcılık, birlikte çalıştığımız sanatçıların ve profesyonellerin ötesinde, izleyiciler ve ziyaretçiler için de geçerlidir. Kamuya açık iletişimlerimizde alıcı bir dil iletiyoruz. Kasıtlı olarak çeşitli sanatsal bakış açıları ve eleştirel yaklaşımlar ararız. Her serginin gelişimini deneysel ve esnek bırakırken, yıllık bir program oluşturuyor ve küratöryel yönergeler çiziyoruz. Her projenin yapımı sırasında, işbirlikçilerimiz arasında sorunsuz bir diyalog oluşturuyor ve onlara pratik, entelektüel, ekonomik ve duygusal olarak elimizden geldiğince destek oluyoruz.